40 katır mı 40 satır mı
MuharremDEMİREL. 29 Temmuz 2018. Masallarda ceza verilecek olanlara aynen şöyle sorarlardı; ‘Kırk katır mı istersiniz kırk satır mı?’. Ne fark ederdi ki son belli; ha katır, ha satır. Şimdi de soruluyor.
Kırkkatır mı, kırk satır mı?.. 02.07.2021. Hikmet Köksal @HikmetKksal. hikmet.koksal@tg.com.tr. Dil söylemeye, kalem yazmaya hicap duyuyor. Türkiye’nin gündemi, Antalya’nın Elmalı
PlayOff’a kalmak mı zor, yoksa Play-Off’tan çıkmak mı zor? Kırk satır’dan sonra al sana bir de kırk katır. Vallaha bu hınzırların yanında Dünya Kupası en kolay galiba.
Epeycezamandan beri Türk Devlet yönetimini takip ederim.Milletimizin önüne her defasında konan ve milletimizin de her türlü kabul etmek zorunda kaldığı seçenek ya 40 katır ya da 40 satır.1960 ihtilalından sonra Adnan Menderes ABD’nin Türkiye’deki gerçek adamının İnönü
Şimdikonu “kırk katır mı kırk satır mı” seçiminde. Kırk katır şu; şikeye bulaştığı öne sürülen 8 takıma ceza verilmeyecek, o zaman da UEFA’nın keseceği cezaya rıza gösterilecek. Tek tek takımlara ceza verilme yerine Türk takımları en az üç yıl Avrupa kupalarına katılamayacak. Kırk satır ise şu; şikeye
Site Pour Rencontrer Des Femmes Gratuit. Şuanda 4 ziyaretçi çevrimiçi 4 ziyaretçi, 0 üyeBugünkü Maksimum Ziyaretçi Sayısı 9 de 0728 am UTCBu ay 24 de 08-05-2022 0516 am UTCBu yıl 261 de 04-11-2022 0607 am UTCTüm zamanlar 261 de 04-11-2022 0607 am UTC
Ana Sayfa Ekonomi Türkiye ekonomisi uzun süredir devam eden birçok çok problemle karşı karşıya. Malesef ki bu problemler de öyle pek kolay çözüleceğe benzemiyor. Her defasında ise kırk katır mı kırk satır mı misalinde ki gibi iki kötüden birini seçmek zorunda kalıyor Ya büyüme ya enflasyon ya işsizlik ya kur ya faiz gibi sürekli bir tercih yapmak durumunda. Kırk katır mı kırk satır mı? deyişini bilmeyen yoktur. Türkiye’de sürekli bu hikayedeki gibi bir tercih yapmak zorunda kalıyor. Ekonomi bilindiği üzere sosyal bilimler içinde fen bilimlerine en yakın bilim dalı olma özelliği taşıyan bilim dalı. Her ne kadar uğraş alanı insan davranışları ve subjektif öğeler içerse de nihayetinde ortaya çıkan teoriler ve uygulama örnekleri genel bir durumu ifade etmekte. Ekonomi bilim dalı olarak ortaya çıktığı 1700’lü yılların sonundan itibaren oldukça büyük gelişim gösterdi. Değişen üretim mekanizmaları ve tüketim kalıpları yeni teorilerin ve kuramların ortaya çıkmasına ortam hazırladı. Birçok şey değişime uğradı ancak bilimsel yaklaşım ve bilimsel düşünce methodu değişmedi hep aynı kaldı. Kırk katır mı kırk satır mı? 1 Ekonomi biliminin en fazla bilinen kavramlarından biri ise şüphesiz Fırsat Maliyeti . Kısaca tanımlamak gerekirse fırsat maliyeti aslında maliyetin sadece açık maliyetler olmadığını örtük maliyetlerinde dikkate alınması gerektiğini ifade eden bir kavram olarak ön plana çıkıyor. Örneğin zaman bütçe kısıtı altında bir firma mevcut bir yatırım kararı alırken kullandığı kaynak onun açık maliyetlerini oluştururken o yatırımı yaparak vazgeçtiği diğer alternatifler örtük maliyetleri oluşturur. Yani fırsat maliyeti A ve B gibi iki tercihten birini seçtiğimizde vazgeçtiğimiz şey fırsat maliyetini oluşturuyor. Konuyu Türkiye ekonomisi perspektifinden incelersek yıllardır süregelen sorunlar sürekli başka bir şekilde karşımıza çıkıyor. Enflasyon – faiz denklemi Büyüme – enflasyon denklemi Büyüme – İşsizlik denklemi vb. Nasıl ki bir hastalığı tedavi etmenin ilk adımı doğru teşhis ve ardından doğru tedavi methodu uygulamaksa ekonomi de de bir problemi ortadan kaldırmanın en kestirme yolu sorunun kaynağını doğru teşhis etmektir. Söz gelimi eğer siz riskleri ve mevcut problemleri görmezden gelip FAİZ SEBEP ENFLASYON SONUÇTUR gibi bir önermeye gidip enflasyonun sebebi olarak faizleri görürseniz teşhisi yanlış koymuş olursunuz. Risk ne kadar yüksekse belirsizlik ne kadar fazlaysa ve piyasa ne kadar aksak çalışırsa faizler o kadar yüksek olur. Faizi sebep olarak görüp enflasyonun düşüreceği düşüncesiyle tüm piyasa gerçeklerine aykırı bir şekilde düşürürseniz sonuç olarak enflasyonla mücadele etmediğiniz gibi bir de gül gibi döviz kuru probleminiz olmuş olur. Kırk katır mı kırk satır mı? 2 Tıpkı yanlış ilaç tedavisinin yan etki olarak başka problemlere yol açması gibi yanlış uygulanan para politikası da piyasanın tüm dinamiklerini yerle bir edip vücudun bağışıklık sisteminin çökmesine benzer biçimde piyasa mekanizmasının derinden sarsılmasına yol açar. Önce şuna bir karar vermekte fayda var. GERÇEKTEN SERBEST PİYASA EKONOMİSİ mi uygulamak istiyoruz. Eğer ki bu sorunun cevabı evet ise uygulanan politikaların bu minvalde piyasa gerçeklerine uygun bir nitelik taşıması gerekiyor. Aksi takdirde ortaya çıkan durum herkesin görüp bizzat yaşadığı gibi acı bir reçeteden başka bir hal almıyor. Enflasyon küresel olarak yüksek evet riskler var evet savaş ortamı var evet ancak savaştaki bir Ukrayna’dan bile 4 kat yüksek enflasyon oranına sahip olmak bir yönetim ve politika başarısızlığından başka bir şey değildir. Ve ne yazıktır ki bu durum sürekli bir biçimde KIRK SATIR MI KIRK KATIR MI çıkmazına düşülmesine yol açacaktır. Kırk katır mı kırk satır mı Kırk katır mı kırk satır mı Kırk katır mı kırk satır mı Kırk katır mı kırk satır mı Borsa ve kripto haberlerine ilk siz ulaşmak için sitemize abone olmayı ve bildirimleri aktife almayı unutmayınız. Twitterdan takip ederek ve Telegram grubumuza katılarak da piyasa haberlerine ilk siz ulaşabilirsiniz. Öncü haberciliğin adresi Borsametre… Post Views 285 Benzer Yazılar Kira davalarına arabulucu şartı Kira ihtilaflarıyla ilgili açılan davalara arabulucu şartı getiriliyor. Taraflar, dava açmadan önce arabulucuya gidecek, burada…
AYDINLANMA EMRE KONGAR TÜRKİYE "KIRK KATIR MI KIRK SATIR MI?" TUZAĞINA DÜŞMEMELİDİR. Ünlü masalı bilirsiniz Sultan büyük bir suç işlemiş olarak karşısına getirilen kişiye sormuş "Kırk katır mı istersin kırk satır mı?" Kırk satır ile idam edileceğini düşünen ve seçenek olarak kendisine kırk katır sunulduğunu sanan adam "Kırk katır!" demiş. Bedeninin her bir parçası bir katıra bağlanan adam, ayrı yönlere giden katırların kırbaçlanmasıyla büyük acılar içinde parça parça olarak ölmüş. * * * Bush Yönetimi'nin Ortadoğu'da, İsrail ile birlikte giriştiği geniş harekat, radikal siyasal İslam'ı bir direniş çerçevesinde örgütledi. Amerikan ve İsrail saldırılarına karşı, şeriatçı yönetim biçimlerini benimsemiş olan İslamcı örgütlerin direnişi ortaya çıktı. Bir çok kişi Ortadoğu'daki bu savaşı "Emperyalizm mi Şeriat mı" biçiminde ifade etmek eğiliminde. * * * Tabii çelişki bu biçimde ifade edilince, İslam Şeriatçılarının kendi aralarında ortaya çıkan ve Irak'ta oluk oluk kan dökülmesine yol açan Sünni-Şii çatışması gölgeleniyor. Hem Amerika'daki hem İsrail'deki hem de İslam Dünyası'ndaki aşırı dincilerin, yani hem Hıristiyan, hem Musevi hem de Müslüman köktendincilerin kendi varlıklarını ve tezlerini güçlendirdiği için körükledikleri bu ifade biçimi aslında sadece, Irak'ta hergün onlarca kişinin katledilmesine yol açan Sünni-Şii çatışmasını değil pek çok başka gerçeği de gizlemekte kullanılıyor Örneğin Amerikan yayılmacılığının, dünya stratejisi ve Ortadoğu petrolleri açısından izlediği saldırgan politikayı, din savaşları ekseninde ört bas etmeye yarıyor. Örneğin Bush Yönetimi'nin ABD'deki iç politikada izlediği aşırı muhafazakar ve hatta dinci çizgiyi bile, "İslamcı faşistlerin saldırısı altındayız" sloganıyla gizlemeye hizmet ediyor. Örneğin İsrail'in güttüğü aşırı saldırgan politikayı, İslamcı faşistlerin saldırısı var gerekçesiyle haklı göstermeye yarıyor. Örneğin, direnişçi İslamcı güçlerin, başta kadın hakları olmak kaydıyla, tüm insan haklarına karşı bir biçimde, toplum yaşamında koyu bir İslam şeriatı uygulamasına başladıklarını gözlerden gizliyor. Afganistan'da Sovyetleri yenen Taliban'ın kurduğu koyu Şeriatçı düzeni anımsayalım. * * * Türkiye'nin bugün iki önemli ulusal sorunu var Biri sınırlarını ve güvenliğini tehdit eden etnik bölücülük. Öteki rejimini ve yaşam biçimini tehdit eden şeriatçılık. Türkiye bütün dünya sorunlarına ve Ortadoğu sorununa da bu iki önemli tehdit açısından bakmak zorunda. Ortadoğu'daki savaş ne yazık ki bu iki büyük tehlike açısından da Türkiye'nin sorunlarına sorun katıyor Irak'taki Amerikan işgali, Türkiye'deki etnik bölücü terörün siyasal ve lojistik desteğini arttırmış görünüyor. Amerikan işgaline karşı direnenlerin şeriatçı uygulamaları ve özellikle Sünni-Şii çatışması ise Türkiye'nin laik ve demokratik düzenine karşı olan tehditleri arttırıyor. Dolayısıyla Ortadoğu'daki çelişkinin, savaşan karşıt güçler tarafından "Emperyalizm mi Şeriat mı" biçiminde formüle edilmeye çalışılması, Türkiye açısından "Kırk katır mı istersin kırk satır mı?" sorusuna dönüşüyor. * * * Sorunun çarpıtılmasının temelinde, Amerikalıların "Uygarlıklar Çatışması" adı altında pompaladığı "Dinler Savaşı" kavramı yatmakta. Huntington'un kuramlarını ve Danimarka'dan başlayan karikatür krizini anımsayalım. Şeriatçılar da, işlerine geldiği için, bu çarpıtmayı pekiştiriyor. Dünyayı yeniden Ortaçağ'a geriletecek olan böyle bir kavramlaştırma, herkesten önce Türkiye'yi zarara uğratacaktır.
40 katır mı 40 satır mı