3 kişi ağzından hikaye örnekleri
Birgün en yakın arkadaşı Sofu ile çıktığı av sırasında yolları Zengi kasabasına uğrar.Mirza Han vurduğu kuşun düştüğü bahçeye atlar ve havuzun başında gergef işleyen ay parçası bir kız vardı. Rüyasında görüp aşık olduğu kız olduğunu anlar ve yavaşca yanına yaklaşarak -Hangi bağın bağbanısın glüsün diye sorar.
Banagarip garip baktı. kişi ağzından hikaye örnekleri hakkında kısaca bahsedeceğiz. Hikaye veya roman gibi olay yazılarında birinci (1.) veya üçüncü (3.) ağızdan anlatım, olayların yazarın başından geçip geçmemesine göre yapılan bir sınıflandırmadır. Birinci
Belkibu hikayeleri sevenler azalmadı, tepki verenler ve sevmeyenler azaldı. Ama ne azalmadı, biliyor musunuz? Tecavüz vakaları. Hikayelerde umarsızca konu edilen bu vakalar azalmak yerine arttı. Aşağıdaki örnek verdiğim olaylara ve kurbanlara yenisi eklendi. 3.5 yaşındaki Irmak'ı duyduğumdan beri elim ayağım titriyor benim.
1Sanatçının, kendi eserini, başka eserleri taklit yoluyla yazması, yeniden kurmasıdır. 2-Bir yazarın dil ve anlatım özelliklerine, alay etmek amacıyla, onu çağrıştıran bir biçimde öykünme (taklit etme). 3-Direk bir kopya olmayan ama başka bir sanat eserinden ödünç alınan tarz ve elemanlar kullanılarak yapılan sanat eseri.
Okumazamanı: 3 Dakika, 7 Saniye. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 7. Ünite: Anı (Hatıra) Ders Notları. Anı: Anıların hikâye ve roman türüne kaynaklık edebileceği belirtilir. Servetifünun Dönemi Türk Edebiyatında Anı. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Anı. Dil Bilgisi Konuları: Cümle çeşitleri, yazım ve imla kuralları.
Site Pour Rencontrer Des Femmes Gratuit. 1. ve 3. Kişi Ağızdan Anlatım ÖrneğiOlaya dayalı metinlerde olayı, kişileri ve mekânı okuyucuya anlatan kişiye anlatıcı denir. 1. KİŞİ AĞZIYLA ANLATIMAnlatım Yazar, kendi başından geçen veya içinde bulunduğu bir olayı anlatır. Birinci tekil ben ve birinci çoğul biz kişi ekleri kullanılır. Sabah erkenden okula geldim. Öğretmenim derse geldiğinde hemen onun yanına gidip olanları anlattım. Birinci Tekil kullanılmışKoşarak yanlarına gittik. Hemen kavga edenleri ayırdık. Yaptıklarının yanlış olduğunu, bir daha böyle davranmamaları gerektiğini anlattık. Daha sonra Arkadaşım Hüseyin’le eve geldik. Birinci Çoğul3. KİŞİ AĞZIYLA ANLATIMYazar, başkasından duyduğu ve gördüğü bir olayı anlatır. Üçüncü tekil o ve üçüncü çoğul onlar kişi ekleri kullanılır. Ağaçtan yere düştü ve koşmaya başladı. Arkasından da bir adam onu kürekle kovalıyordu. O ise hemen köşedeki çöp kovasının arkasına saklandı. Üçüncü TekilLeylekler nihayet ovaya geldiler. Uzun yoldan gelen leylekler çok susamıştı. Ovadaki ırmaktan kana kana su içtiler. Üçüncü Çoğul
Hikaye veya roman gibi olay yazılarında birinci 1. veya üçüncü 3. ağızdan anlatım, olayların yazarın başından geçip geçmemesine göre yapılan bir sınıflandırmadır. Özellikle son yıllarda Türkçe ve edebiyat sorularında çok yerde karşımıza çıkan bu kavramlar, aslında çok basit bir şekilde çözümlenebilir. Bunun yolu, metinde anlatılan olaylarda yazarın var olup olmadığını kontrol etmektir. Daha kapsamlı bir şekilde tanımlayacak olursak; “birinci ağızdan anlatım” yazının olay örgüsünde yazarın bizzat bulunduğu ve genellikle fiillerin “gördüm, yaptık, başlıyoruz” gibi yazarın da içinde bulunduğu kiplerle çekimlenen anlatım türüdür. Bu anlatım türünde yazar, anlatılan olayın bizzat kahramanlarından biridir. Yani yazar kendi başından geçen olayı anlatmaktadır. Örnek “Kapıdan çıkarken soluk yüzlü, sert bakışlı, iri yarı bir adam karşımda dikildi ve gözleri benden hesap sorar gibiydi. Aldırmadan yoluma devam etmeye çalıştım. Çirkin suratını aklıma kazıdım ve onun bakışlarındaki derin anlamı çözme gayretiyle saatlerce yürüdüm.” Yukarıdaki örnek incelenirse, yazar yani yazıyı kaleme alan kişi olayın bizzat içindedir. “Ben” kelimesini, “çalıştım, yürüdüm” gibi fiilleri kullanmıştır. Bunun için bu metin birinci ağızdan anlatılmıştır. “Üçüncü ağızdan anlatım” ise, anlatılan olay örgüsünde yazarın bulunmadığı, yazıyı yazan kişinin ancak bir gözlemci veya kurgu sahibi olduğu anlatım türüdür. Bu tür yazılarda birinci tekil şahıs kipi kullanılmaz, yazar hep başkalarının başından geçen olayları anlatır. Örnek “Kapıdan çıkarken soluk yüzlü, sert bakışlı, iri yarı bir adam karşısına dikildi ve gözleri ondan hesap sorar gibiydi. Aldırmadan yoluna devam etmeye çalıştı. Çirkin suratını aklına kazıdı ve onun bakışlarındaki derin anlamı çözme gayretiyle saatlerce yürüdü.” Yukarıdaki örneklerde aynı metni kullanmamızın sebebi, aradaki farkı daha rahat görmenizdir. Ayrıca sık sık “İkinci ağızdan anlatım yok mu?” diye bir soruyla karşılaşıyoruz. Yoktur; çünkü bir metinde ya kişinin kendi başından birinci ağız geçen olay anlatılır ya da bir üçüncü şahsın başından geçen bir olay. “Sen” şahsına göre bir olay örgüsü mümkün değildir. Orkun KUTLU Yorum Yap! Yazı Ayrıntıları... Yazdır! Bu Yazıyı Paylaşın!
25Kasım 3. Kişi Ağzından Makale Nasıl Yazılır? Okunma sayısı 12225 Yorum 10 3. kişi ağzından makale yazmak için obejktif bir dil kullanılması gerekmektedir. Tıpkı toplum önünde bir konu aktarırken nasıl ki kişisel olarak birine hitap etmeden ortaya anlatıyorsanız 3. kişi ağzından makale yazarken de aynı anlatım dilini kullanmanız gere... Devamını Oku
9. Sınıf Hikaye, Hikaye Türleri, Hikayede Bakış Açıları HİKÂYE / HİKAYENİN TANIMI VE UNSURLARI Hikaye, sözlükte bir olayın, sözlü veya yazılı olarak aktarılması biçiminde ifade edilir. Hikâye, ilk edebî eserlerden olan destanla birlikte doğmuş fakat günümüze kadar önemli değişimler göstererek günümüze kadar gelmiştir. Hikâyenin modern anlamda edebî eser türü hâline gelmesi 19. yüzyıldaki yazarların metinleri ile mümkün hâle gelmiştir. İçindekilerHikayenin Genel ÖzellikleriHikayenin Unsurları Hikaye TürleriDurum Hikayesi Çehov Tarzı Hikayede Anlatıcı ve Bakış Bakış Açısı Hikayenin Genel Özellikleri Yaşanmış ya da yaşanması mümkün olay ve durumları kişi, yer, zaman ögeleri kullanılarak anlatılan kısa yazılara “hikaye” denir. Hikayede amaç duygu ve hayalleri yansıtmaktır. Hikaye, yaşanmış ya da yaşanma ihtimali olan olayları, durumları ilgi çekici biçimde anlatan olay çevresinde gelişen bir türdür. Her hikayede belli bir olay, olayı yaşayan kişi ya da kişiler kahraman, olayın geçtiği mekan yer, olayın gerçekleştiği zaman gibi unsurlar bulunur. Her hikaye mutlaka bir olay ya da duruma dayanır. Kişilerin hayatlarının belli ve kısa bir anı anlatılır, ayrıntılara girilmez. Olaylar, ya birinci ya da üçüncü kişi ağzıyla anlatılır. Hikaye romana göre daha kısa bir edebi türdür. Bu nedenle karakterler, yer, zaman sınırlıdır. Klasik Hikayeler üç bölümden oluşur a Serim bölümünde olayın kahramanları, yeri ve başlangıcı ile ilgili ipuçları verilir. b Düğüm bölümü ise, hikâyenin merak unsurunun olduğu noktadır, yani okuyucunun kafasında yoğunlaşan büyük soru ve cevaplar buradadır. Düğüme kadar olan her bir soru ara düğümdür. Bir hikâyede birden çok ara düğüm olabilir. Ara düğümler, ana düğümü destekler, kuvvetlendirir. Buna merak unsuru denir. Her görülen soru düğüm, cevabı da çözümdür. c Sonuç bölümünde yazar olayı veya olayları sonuca bağlar; çözülmüş olan ana düğümün ardından hikâye sonlanır. Hikayenin Unsurları • Kişiler Hikâyede geçen olaylar, genelde merkezde yer alan insanların çevresinde gelişmektedir. Hikâyede bulunan kişiler, olay örgüsünün üstlendikleri işleve göre önemli hâle geliri. Şahıslar, olay örgüsü içerisindeki tutum ve davranışı ile bireysel veya toplumsal olan bazı değerleri temsil etmektedir. Kişileri ve olayları içinde kazandıkları birçok özellikleri belirlemek hikâyeyi anlamakta önemli bir noktadır. • Olay örgüsü Olaylar, gündelik yaşamdan ve her zaman yaşanabilecek gerçek olaylardır. Olay örgüsü ise kurgusal olayların edebî eserlerde sıralanışı ile oluşan bir düzenlemeler bütünüdür. Bu açıdan olay örgüsü, edebî eserlerin kurmaca dünyasının önemli parçasıdır. • Mekân Hikâyede geçen olayın oluştuğu çevre ve yere mekân adı verilir. Edebî eserlerde mekân, genellikle kişilerin psikolojik açıdan özelliklerini ortaya çıkarmak için bir aracı olarak kullanmaktadır. • Zaman Hikâyede gerçekleşen olayların yaşandığı zaman, gün, mevsim, yıl gibi çeşitli ifadeler metnin zaman algısını oluşturur. Hikâyedeki olaylar kendine özgü bir zaman çevresi vardır ve tercih edilen alanda olayların akışını tamamen etkiler. Hikâyedeki olaylar genelde çok uzun zaman dilimine yayılmaz. Özellikle kısa hikâyeler olaylar çok kısa zaman içerisinde oluşur ve tamamlanır. Hikaye Türleri Olay Hikayesi Maupassant Tarzı • Bu tarz öykü tipine klasik vaka öyküsü adı verilir.• Bu tür öykü tarzında olaylar zinciri, kişi, zaman ve yer öğesine bağlı olarak ilerler.• Olaylar gidiş yönüne göre serim, düğüm, çözüm şekline uygun olarak anlatılır.• Olay, zamana göre mantıklı şekilde sıralama ile verilir, düğüm bölümünde ise oluşan merak, çözüm bölümünde ortadan kalkar.• Bu teknik ise Fransız sanatçı Guy de Maupassant tarafından geliştirilmiş bir tür olduğu için bu tür şekline Maupassant öyküsü de denir.• Türk edebiyatındaki bu tip eserlerin ve öykücülüğün en büyük temsilcisi olan Ömer Seyfettin’dir. Bizde Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin, Samim Kocagöz, Talip Apaydın da gibi yazarlar da olay türü öykü tarzının temsilcileri arasındadır. ÖRNEK METİN Alacakaranlık içinde sivri, siyah bir kayanın belli belirsiz hayali gibi yükselen Şalgo Burcu uyanıktı. Vakit vakit inlettiği trampete, boru seslerini akşamın hafif rüzgârı derin bir uğultu halinde her tarafa yayıyor… Kederli bağırışmalarıyla ölümü hatırlatan küfürbaz karga sürüleri, bulutlu havanın donuk hüznünü daha beter artırıyordu. Mor dağlar gittikçe koyulaşıyor, gittikçe kararıyordu. Yamaçlardaki dağınık gölgeler, kuşsuz ormanlar, hıçkıran dereler, kaçan yollar, ıssız korular, sanki korkunç bir fırtınanın gürlemesini bekliyorlardı. Burcun tepesinde beyazlı siyahlı bir bayrak, can çekişen bir kartal ıstırabıyla, kıvranıyordu. İki bin kişilik muhasara ordusunun çadırları, kaleye giden geniş yolun sağındaki büyük dişbudak ağaçlarının etrafına kurulmuştu. Yerlere kazıklanmış kır atlar, yabancı kokular duyuyor gibi, sık sık başlarını kaldırarak kişniyorlar, tırnaklarıyla kazmaya çalıştıkları toprakların nemli çimenlerini otluyorlardı. Kütük Ömer Seyfettin Durum Hikayesi Çehov Tarzı • Bir olayı günlük yaşamdaki herhangi bir kesitini ele alıp anlatılan öykülerdir.• Burada serim, düğüm ve çözüm planına uyulmaz. Belli durumun sonucu da yoktur.• Durum öyküsünde merak, heyecan, duygu ve hayallere yer verilir; fikre asla önem verilmez, kişiler kendini doğal ortamında hisseder.• Bu hikayede olayların ve durumların akış yönü okuyucunun hayal gücüne doğru bırakılır.• Bu hikaye türünün dünya edebiyatında ilk kurucusu Rus asıllı yazar, Anton Çehov olduğu için Çehov Tarzı Hikâye de denilmektedir.• Biz edebiyatımızda bulunan temsilcileri ise Sait Faik Abasıyanık, Tarık Buğra ve Memduh Şevket Esendal. ÖRNEK METİN Köyün civarını, çiçek açmış şeftalilerin dibinde derileri pul pul çobanlarla dinlenerek, ekseriya, bahar güneşine sarılıp yürüyerek türkü söyleyen ufacık çobana-Karnım aç, yavru? kumlu köy ekmeği ve suyu seli kaçmış Mihaliç peyniri çıkarıp verdi. Pınar buldum, su akşama doğru ancak varabildim. Meydandan geçerken ağalar el Efendi,? dediler ?Bir çayımızı içmen mi??-İçeriz be ağa? ufak iskemleye çöktük. Ağalar-Eee?Yoruldun zaar. Koca cumayı dağda bayırda ne diye geçirirsin anlamayız. Sizin sırrınıza akıl ermez ki. Biz eski zaman insanı ne anlarız yenilerin keyfinden, eğlencesinden.?-Ağalar be, siz her gün dağda bayırdasınız. Ben, çocuklarla şu kümes gibi yerde pinekliyorum. Bir cumayı sizin gibi geçirsem çok mu?? Kıskançlık – Sait Faik Abasıyanık Hikayede Anlatıcı ve Bakış Açıları ⇒ Hikayede anlatıcı, yazardan bağımsız olarak kurgulanmış bir kişidir. ⇒ Bakış açısı ise; anlatımın aktarılma biçimidir. ⇒ Hikaye ve romanda üç farklı bakış açısı vardır – İlahi – Tanrısal Bakış Açısı Yaşanmış ve yaşanabilecek her şeyi, kahramanların duygu ve düşüncelerini, zihninden geçenleri bilen anlatıcının var olduğu bakış açısıdır. Kahramanlar 3. kişilerdir. Anlatıcı hikayedeki kahramanlarda biri değildir. Dış ses gibi her şeyi biliyor ÖRNEK Yaşamasını bilmeyen bu delikanlıdan ayrılarak ev sahipliğiyle ilgili işlerine döndü. Konuşmanın hararetini kaybettiği noktaya yardıma koşmaya hazır bir vaziyette etrafa göz kulak olmaya başladı. Nasıl bir iplik atölyesi sahibi işçilerini yerli yerine yerleştirip atölye içinde gezinir, gıcırtılı ve fazla gürültülü bir ses fark edince hemen koşar, bunu durdurur veya ona gereken hareketi verirse; bunun gibi, Anna Pavlovna da misafir salonunda geziniyor, susan veya çok fazla konuşan bir gruba yanaşıyor, bir söz veya müdahale ile yeniden ölçülü ve münasip bir muhavere makinesi kuruyordu. Lâkin bu ihtimamlar arasında, Piyer’den ayrı bir korkusu olduğu göze çarpıyordu. Piyer, konuşulan şeyleri dinlemek için Mortemar’m bulunduğu yere sokulduğu ve oradan rahibi dinleyen gruba geçtiği sırada onu endişe ile gözetlemişti. Tolstoy – Savaş ve Barış Bakış Açısı ⇒ Anlatım ağzından yapılır. ⇒ Anlatıcının bilgisi kahramanın bilgisi kadardır. ⇒”Ben” anlatıcı yani kahraman anlatıcı her şeyi görme, bilme, sezme gücüne sahip değildir. ⇒ Bilinç akışı, iç monolog gibi tekniklerden yararlanılır. ⇒ Genellikle mektup, otobiyografi, psikoloji türünde verilen eserlerde kullanılır. ÖRNEK “Aslında yazar olmak istiyordum. Ama anlatacağım olaylardan sonra jeoloji mühendisi ve müteahhit oldum. Okuyucularım, hikâyemi anlatmaya başladım diye olayların sona erip arkada kaldığını da sanmasınlar. Hatırladıkça olayların içine daha çok giriyorum. Bu yüzden sizlerin de peşim sıra baba ve oğul olmanın sırlarına sürükleneceğinizi hissediyorum. 1985’te Beşiktaş’ın arkalarında, Ihlamur Kasrı’na yakın bir apartman dairesinde yaşıyorduk. Babamın Hayat adlı küçük bir eczanesi vardı. Eczane haftada bir sabaha kadar açık kalır, babam nöbet tutardı. Nöbetçi olduğu gecelerde babamın akşam yemeğini ben götürürdüm. Uzun boylu, ince, yakışıklı babam kasanın yanında yemeğini yerken ilaç kokusunu koklayarak dükkânda durmayı severdim. Otuz yıl sonra bugün, kırk beş yaşımda ahşap dolaplı eski eczanelerin kokusundan hâlâ hoşlanıyorum. Kırmızı Saçlı Kadın – Orhan Pamuk Bakış Açısı ⇒ Anlatım gözleme dayalıdır. ⇒ Kahramanlar 3. kişilerdir. ⇒ Olayları başkasının gözünden aktaran bir anlatıcı vardır. ÖRNEK Renknaz Hanım’ın gözleri canlandı. Her ne zaman kocasından azıcık bahsedilse söylenen şeyleri bütün dikkatiyle dinlemek âdetidir. Bedia, ziyaretini kısaca anlatıyordu; Şemseddin içeriye girdi. Henüz otuzuna gelmemiş genç, pek halsiz görünüyor. Zayıf, esmer yüzünde siyah ve kalın bıyıkları uzamış, kenarları sarkmış, dar omuzlan üstünde büyük başı onu daha fazla çelimsiz gösteriyor. Bedia’ya doğru koştu. Yıllarca görülmemiş bir dostu kucaklar gibi hemşiresini öptü Canan – Peyami Safa NOT Bir metinde birden fazla anlatıcı ya da bakış açısı bulunabilir. 9. Sınıf Hikaye Konu Anlatım Pdf İndirmek için ONLİNE TESTLER Çalışma Kağıtları Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı
Sevgili Öğrencilerimiz bu yazımızda Anlatım Biçimleri konu anlatımını sizler için hazırladık. Anlatım biçimleri test sorularını çözerek konuyu daha iyi anlayabilirsiniz. Anlatım Biçimleri konu anlatımı içinde öğreneceklerimiz ; Açıklayıcı Anlatım, Tartışmacı Anlatım, Öyküleyici Anlatım ve Betimleyici anlatımdır. Anlatım Biçimleri okuduğumuz parçadaki belli başlı özelliklere bakarak o parçanın hangi anlatım biçimiyle anlatıldığını anlayabiliriz. Dört farklı anlatım biçimi vardır. Bunlar ; ANLATIM Açıklayıcı anlatım biçimi okura bilgi vermek , bir konuyu öğretmek amacıyla yazılan paragraflarda kullanılır. Öğretme amacı olduğu için nesnel bilimsel dil kullanılır. Yazar anlattığı konuda bilgi sahibi olmalı kişisel düşüncelere yer vermemelidir. Daha çok ders kitapları, bilimsel makaleler açıklayıcı anlatım ile anlatımı bir örnekle gösterelim. Basketbol, beş kişilik takım şeklinde topla ve elle oynanan bir spordur. Takım oyunu olan basketbolda, yüksekliği 3,05 metre olan bir çemberden topun geçirilmesi gerekir. Dünya çapında popülaritesi olan bu spor, dünyada ilk kez James Naismith tarafından 1891 senesinde oynanmaya örnekte görüldüğü gibi açıklayıcı anlatım kullanılmıştır. Basketbol hakkında nesnel bilgiler verilmiştir ve yazarın kişisel düşüncesine yer ANLATIM Tartışma anlatım biçimi açıklayıcı anlatım biçiminin tam tersidir. Fikir değiştirmek ya da bir fikri benimsetmek ön planda olduğu için daha öznel bir dil kullanılır. Sohbet havası içinde sanki biriyle konuşuyormuş, tartışıyormuş gibi havası vardır. Yazar bu anlatım biçimde öznel ifadelere yer verebilir. “Bence, bana göre” gibi ifadeler kullanabilir. Yazar kendisi sorup yine kendisi cevap anlatımı bir örnekle açıklayalım Kent hayatı geliştikçe insanın toprakla olan ilişkisi ve ona bağlılığı zayıflamıştır. Bu düşünceye ben de katılmıyor değilim. Toprakla bağını kopardığı için, artık yaşadığı kentin şu yada bu oluşu çok önemli değildir insan de görüldüğü üzere yazar kentlerde yaşayanların toprakla olan bağlarını, toprağa duydukları ilginin azalmasıyla ilgili kişisel görüşlerini nedenleriyle ANLATIM Bu anlatım biçimleri hikayelerde kullanılır. Ard arda olaylar zincirinin anlatıldığı paragraflarda kullanılır. Birden fazla olay iç içe yer almıştır. Bazen betimleyici anlatımla karşılaştırılsa da öyküleyici anlatım biçiminin betimleyici anlatımdan farkı, bir olayı anlatmasıdır. Yaşanmış ya da tasarlanmış bir olay hikaye şeklinde anlatılır. Burada 1. ve 3. Kişi anlatımdan da bahsetmek Kişi Ağzından Anlatım Hikayeyi anlatan kişi hikayenin içinde yer alıyorsa buna 1. Kişi ağzından anlatım denir. ’Ben, biz, gittik, yaptım’ gibi sözcükler yer alır. Yazan kişi başından geçen bir olayı anlatır. Kısa bir örnek verelimAkşamüzeri dışarı çıktık. Her yer ışıklandırılmış, çok güzel olmuştu. Kardeşlerimi anneme bırakıp hemen arkadaşlarla koşuşturmaya başladık. Zaman nasıl geçti anlayamadım, birden kendimi evde yatağa uzanırken buldum.’3. Kişi Ağzından Anlatım Hikayeyi anlatan kişi olayın içinde yer almaz. Sanki yukarıdan yaşananları gizlice izliyormuş gibi anlatır. ’O ve onlar’ 3. tekil ve 3. çoğul kişiler olduğundan 3. Kişi ağzından anlatım denmiştir. Kısa bir örnek verelim Mahallede herkes toplanmış, Murat’ı bekliyordu. Belli ki bugün heyecan verici bir şey yaşanacaktı. Murat gelince beş arkadaş hemen köydeki gizemli eve gittiler. İçerde ne olduğunu kimse bilmiyordu. Aniden gelen korkunç bir ses, çocukların kaçmasına neden oldu. Onlar da oraya gittiklerine pişman bir şekilde geri döndüler. ANLATIM Herhangi bir varlığın gözümüzde canlanacak şekilde anlatılmasıdır. Sözcüklerle resim yapmaktır. Betimleme ile öyküleyici anlatım birbiriyle karıştırılır. Bazen bir parçada ikisi de bulunabilir. Burada dikkat etmemiz gereken öyküleyici anlatım bir olayı anlatırken betimleyici anlatım bir olayı değil, bir varlığı tasvir eder,Betimleyici anlatımı bir örnekle açıklayalım,Onun kadar duygusal, içi dışı aynı birine rastlamadım. Yüzü bir bebek kadar masum ve temiz. Dalgalı saçları ,ince uzun parmakları, huzur ve güven verici sesi. Gelgelim kızdığı an ateş topuna döner inatçı mı inatçı biri de görüldüğü gibi şahıs ile ilgili betimleme KONU ANLATIMLARI VE TEST SORULARI İÇİN TIKLAYINIZ.
3 kişi ağzından hikaye örnekleri